Birinci Prensip Çağdaş Hukukçular Grubu’nun başkan adayı Ali Gürbüz: “Bu günü miras olarak bırakmak istemiyorum” – Son Dakika Türkiye Haberleri
65 bine yakın üyesiyle Türkiye’nin en büyük barosu olan İstanbul Barosu’nun yeni başkanı Pazar günü açıklanacak. 11 adayın yarışacağı seçimlerde avukat. Mayıs ayında Birinci İlke Çağdaş Hukukçular Grubu’nun yaptığı ön seçimi kazandı. Ali Gürbüz projelerini ve merak ettiklerini gazetemize anlattı.
Önceki başkan yardımcısı olarak mevcut başkana karşı yarıştınız. Sizi bu karara yönlendiren sebepler nelerdi?
Her şeyden önce on yıllık baro deneyimim ve toplamda 25 yıllık ÇYDD deneyimimin bana kazandırdığı özgüven var. Ancak özünde Apaydın, Kolcuoğlu, Kocasakal, Durakoğlu’nun İstanbul Barosu ile mevcut İstanbul Barosu arasındaki farkın beni başkan olmaya ikna ettiğini söyleyebilirim. İstanbul Barosu’nun sesi son iki yılda hiç olmadığı kadar sessizleşti. Başkan yardımcısı olarak bunun için çok mücadele verdim ama olmadı. Bu yasağı, bu geri çekilmeyi, bu ataleti büyüklerimizden miras almadık ve şu anki haliyle gelecek nesillere miras bırakmak istemediğim için koştum. Çünkü geleceğe güçlü bir İstanbul Barosu bırakmanın görev ve sorumluluğundayız. Biz bunun farkındayız.
Başkan seçilirseniz İstanbul Barosu’nda neler değişecek?
İstanbul Barosu’nun şu anki başkanı Filiz Hanım’la durumu, ben başkan olduğumda aynı olmayacak. Sesi yeniden gür çıkan, haksızlıklara, hukuksuzluğa karşı duran güçlü bir İstanbul Barosu’nu herkes özledi. İki yıldır bu soruyu cevaplamaktan yoruldum. “İstanbul Barosu’nun sesi neden eskisi gibi çıkmıyor?” sorusuna cevap vermekten yoruldum. Başkan seçildiğimde 146 yıllık direnişin sembolü olan İstanbul Barosu’nun başkanı olmak için gereken her şeyi yapacağım. Bir binaya sıkışıp kalmış bir başkan olmayacağım. Ben her zaman meslektaşlarımla birlikte sahada olacağım. 65 bine yakın üyesiyle sözlü olarak gurur duyan bir başkan olmayacağım. Bu gücü hem özel hem de devlet kurumlarına anlatacağız.
“DEĞİŞİMİ HERKES FARK EDECEK”
İstanbul Barosu ile çalışmanın bir ayrıcalık olduğunu herkes anlayacaktır. Markalı bir işbirliği de olsa, İstanbul Barosu avukatlarına tanınan bir ayrıcalık da olsa bu durum böyle olacaktır. İstanbul Barosu avukatları artık avukatlık mesleğine ve onuruna yakışır şekilde mesleklerini icra edecekler. Bunun garantisi İstanbul Barosu’dur. Bunu garanti edeceğim. Herkes İstanbul Barosu’nun güçlü, kararlı ve karakterli konumunu özlemişti. Bu günler geri gelecek.
Çatıştığınız, eleştirdiğiniz mevcut cumhurbaşkanının yönetiminde önemli bir konumdaydınız. Bu duruma yöneltilen eleştiriler hakkında neler söylemek istersiniz?
Aslında eleştiri dediniz, bu iki yıllık fetret döneminin sebebinin “eleştiriye açık olmak” olduğunu biliyor musunuz? Mevcut başkanımızın kendisine yöneltilen en ufak bir eleştiriyi kendisine hakaret olarak görmesi ve aklına gelen her şeye karşı çıkması nedeniyle İstanbul Barosu iki yıldır ilerleme sağlayamadı. Bu anlamda her hafta yönetimi eleştirdik. Meslektaşlarımız ve vatandaşlarımız doğal olarak Yönetim Kurulu’nu ve İstanbul Barosu’nu eleştirdi. Ve haklılar. Eleştirileri olgunlukla dinleyip doğru olanları elemek büyük bir erdemdir. Biz 2 yıldır işleri düzeltip doğruyu yapmak için uğraşıyoruz ama İstanbul Barosu’nun başkanlık yapısı ve mevcut başkanı buna izin vermedi.
“YORUM ÇAĞININ SONU GELDİ”
Bu eleştirileri ilk defa duymuyorum, ilk defa da duymuyorum. Bu nedenle eleştiren her meslektaşın bunu yapma hakkı vardır. Söylediklerinizi olgunlukla kabul ediyorum ve bir başkan adayı olarak değişim arzumu zaten ortaya koydum. İstanbul Barosu bir kez daha seçimlerden sonraki bir ay içinde yapılacak sosyal etkinlikte “Baro nasıl bir tavır aldı acaba” diyenlerin mekanı olacak. Ben seçildiğimde hiçbir şey eskisi gibi kalmayacak. Meslektaşlarıma ve İstanbul Barosu’nun gücüne ve konumuna inanan herkese bu sözümdür. İstanbul Barosu, iki yıllık gerileme dönemi olan fetret döneminin artık sonuna geldi.