Güncel Haberler

Orhan Bursalı yazdı : Varoluş mu yok oluş mu… Kör bakışların açmazlığı


İsrail, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra tüm Batı ülkelerinin stratejik kararıyla kuruldu ve Yahudiler eski bölgede Filistin’de bir Yahudi devletine karar verdiler. Hikaye uzun. Ancak Arap ülkeleri (Mısır, Suriye, Ürdün, Lübnan, Irak) 1948’de hemen savaşı gerçekleştirdi. Aslında, kurucu ülkelere karşı savaştan ne kadar haberdar olduklarını bilmiyorum.

İsrail’in büyümesi bu ilk savaşın zaferi ile başladı.

1948 savaşından sonra yüz binlerce Filistinli mülteci oldu. İnsani felaket. Arap ülkeleri için bu durum, toprak için sonraki çatışmalar için önemli bir insan ve politik soru olarak.

İsrail büyüdü, her savaşta büyüdü, mevcut gücüne ulaştı. Yahudi dini, Hıristiyanlık ve İslam, bu topraklardaki bu üç büyük din de din ve kültür savaşlarının bir nedenidir.

İlk adım önemlidir

Ahmet YavuzDedi ‘dedi’ Arap ülkeleri o anda İsrail kurumunu kabul etti Dostluk ilişkileri ile birlikte varlığı tercih etselerdi, Orta Doğu bugün bir barış alanı olurdu.

Gerçekten bir barış alanı olup olmadığını bilmiyorum, ama genellikle bu bakış açısına katılıyorum. En azından Orta Doğu’daki bugünün fotoğrafı ortaya çıkmayacaktı.

Bu bağlamda, tarihsel bir ders öğrenmeniz gerekiyorsa İlk adım çok önemli. Bu ilk adım, temel bir değişiklik geçirmezse, sonraki tüm işlemleri etkiler, yönlendirir ve belirler.

İsrail’deki Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Fransa vb. Bir nükleer santral oluşturdu ve atomik bombaların üretimi için tüm destek verdi. Belki hazır bir atom bombası! Bu karar onlar için de vazgeçilmez gösterdi. Atom bombası İsrail’i oldukça dokunulmaz hale getirdi. Hiç şüphe yok ki bu silahları varoluşun son noktasında kullanacaktı. Ancak bugüne kadar buna gerek yok ve İsrail her türlü destekle tüm savaşları kazandı.

Bir Savaş Makinesi

Savaş 48 ile başlayan süreç, İsrail’i baştan ayağa, Siyonist ideoloji ve aşırı sağdan bir savaş durumu haline getirdi ve İsrail’i güçlendirdi ve yönetti.

Siyonist devlet genellikle Filistin örgütleri tarafından saldırıya uğradı, ancak bu saldırılar her zaman daha acımasız hale getirdi. Bugün Gazze’deki soykırım felaketi, dünyadaki bu zulümün nadir örneklerinden biridir.

Filistinlerin saflarında İsrail’in köktendinciliği, zulmü ve rahatsızlığı Hamas Köktendincik bir örgütün ortaya çıkması malların doğasına uygundur.

Köktendinci ideolojinin yönettiği tüm savaşlar kısa, orta ve uzun vadeli bir stratejik vizyona sahip değildir.

İki farklı yol, nasıl

Geçenlerde stratejik hedefinin ne olduğunu, stratejik hedefinin ne olduğunu sordum, Hamas 7 Ekim’de İsraillilere karşı operasyonlarına devam ederken 7 Ekim’de İsraillilere karşı operasyonlarına devam etti. Muhtemelen bugün Gazze Lane’de bir felaket durumunun yaratılması değil. Yoksa böyle miydi?

İsrail’e karşı tüm bölgeye karşı bu büyük saldırının, Hamas’ı yok ettiğini ve Gazze’yi Filistinlilere verdiğini, belki de büyük bir tarihsel fırsat olduğunu söylemeliyiz.

Hükümetin Hamas politikası, İsrail’in Batı Şeria’da zaten yayıldığını ve Gazze’yi kontrol altında tutmak ve onu yaşanmaz hale getirmek için adım adım ilerlediğini söylüyor.

Aniden, görünüşünüz daha iyi kayboluyoruz.

Bunun yerine, dünya kamuoyu ile örülmesi ve birlikte yaşama politikası bugünden farklı sonuçlar verme fırsatı verebilirdi.

Köktendincilik stratejik bir körlük yaratır.

Bu körlük, Gazze’yi bir tatil merkezi haline getirme ve Amerikan ve Avrupa itoğlu zenginlikleri için kumar yapma fikrini doğurmadı, aynı zamanda Orta Doğu’yu da dağıttı.

Yarın İran örneğiyle devam edin …

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu